Bahar Dönemi, çeviri öğrencilerinin düzenledikleri seminer, kongre ve atölye çalışmaları ile şenlenir. Kars’ta Edirne’de Siirt’te, İzmir, İstanbul, Ankara, Mersin veya Sakarya, Trabzon, Bolu’da okuyor olmaları fark etmez; hemen hemen tüm kulüpler hummalı bir çalışma içinde olur. Ne şanslıyım ki geçtiğimiz on sene içinde 100’den fazla etkinlikte misafir edildim ve çevirinin geleceği ile buluşma fırsatı elde ettim. Fakat 2020 bize bambaşka koşullar sundu. Dünya çapında bir pandemi ile karşı karşıya olduğumuz için ikinci dönem tamamen uzaktan eğitim ile tamamlanmaya karar verildi.
Mini mini birinci sınıfların heyecanından eser kalmadı; arkadaşlarıyla daha çok bir araya gelip çeviri pratiği yapacağını uman ikinci sınıflar uzun bir süredir sadece duvarlarla konuşuyor (henüz cevap aldıkları seviyeye gelmediler neyse ki); staj yeri peşinde koşan üçüncü sınıflar iş yerlerinin “daha uzun süre evdeyiz” mesajları ile şaşkın; şu anda mezuniyeti ve ardından iş hayatına atılacaklarını düşlemesi gereken dördüncü sınıfların tozpembe hayallerinin yerini sürekli açıklanan ekonomik tedbir paketleri ve işe alım süreçlerinin çoğu işletme tarafından durdurulması ile derin bir umutsuzluk aldı.
Fakat kış da kara günler gibi geçiyor; bahar tüm papatya orduları ile bu kederli günlere karşılık veriyor. Bahçelerdeki çimler umutlarla beraber yeşeriyor, öğrencilerin üzerinde ders notları, kitaplar ve kahveleri kapıp sohbet edecekleri günler için hazırlanıyor.
Bu sene elimiz kolumuz bağlı olabilir ama kalplerimiz de birbirine bağlı olduğu için bu süreci beraber atlatmak için çabalayacağız.
Geçen senelerde çeviri öğrencileriyle bir dijital çalışmaya imza atmış, sordukları soruları bir havuzda toplamış, sonra da İstanbul Üniversitesi ev sahipliğinde canlı olarak soruları yanıtlamıştık. Bu bahar da bunu yapmak için tüm kulüplerle iletişime geçtik. Şu an ardı arkası kesilmeyen soruları 10 ayrı kategoride derleyerek bir seminer hazırlamaya çalışıyoruz. Biz bu bahar yağmuru ile ilgilenirken, siz bu süreçte “ne yapsak?” diye mi düşünüyorsunuz?
“Şimdi”; aşağıdaki maddeler için mükemmel bir zamanlama örneği:
Çevirmen masanızı hazırlayın: Gerçek bir çevirmen olmak istiyorsanız önce o şekilde davranmaya başlayın. Kendi zevkinize göre bir çalışma ortamı oluşturun ve bunu rutin olarak çalışmak için kullanın. Çalışma zamanları oluşturun ve bu çalışma zamanları için hedefler koyun. 3 saatte 300 kelimelik kozmetik çevirisi yapacağım, 2 saatte 200 kelime oyun çevirisi yapacağım gibi. Bu süre yeni alanları denemek için de idealdir. Yakından tanısanız belki çok seveceğiniz uzmanlık alanları olabilir.
Yeni beceriler öğrenin: Ücretsiz çevrim içi kurslara kayıt yaptırın. Hedeflediğiniz uzmanlık alanlarında terminoloji öğrenmek için bu seminer ve kurslar çok faydalı olacaktır. Hukuk çevirmeni olmak istiyorsanız hukuk sistemine giriş dersleri alın. Türkiye menşeli hukuk sitelerine girerek web sitesinin yabancı dilde çevirisini yapmaya çalışın, sonra canlıdaki çevirisini inceleyin ve kendinizinkiyle karşılaştırın.
Teknolojik eksiklerinizi kapatın: Dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunu gördük. Her koşulda çalışır konumda olabilmek için kendinizi hazırlayın. Bilgisayarınızı güncel tutun. BDÇ’leri adınız gibi bilin ve çeviriye yardımcı tüm programları öğrenin. Dizgi ve tasarım konusunda da kendinizi geliştirin.
Dijital dönüşümüzünü tamamlayın. LinkedIn profilinizi optimize edin. Bu konuda uzman profilleri inceleyin. Kendinize göre düzenleme yapın. Bunun yanında kendinize basit bir web sitesi kurabilir ve vlog yayınları yapabilirsiniz.
Hem yazılı hem sözlü çeviri için kendinizi besleyin. İkisi de birbirini tamamlar ve her türlü kriz zamanında birbirini destekler. İki elinizi birden kullanmak gibi düşünün! Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Ağınızı oluşturun. Bugün arkadaşlarınız, yarın meslektaşlarınız olacak. Bağlantılarınızı yenileyin. Çeviri büroları ve derneklerle iletişime geçin. Çeviri blog ve platformlarında faal olun. Telefon ve video görüşmeleri yaparak çeviri pratiği yapabilirsiniz.
Hedeflerinizi yazın ve tek tek gerçekleştirin: Bir çeviri işletmesinde çalışmayı düşünüyorsanız, onlarla iletişim kurun. Ön yazı ile kendinizi tanıtın. Çeviri mezunlarından neler beklediklerini sorun. Bu doğrultuda kendinizi geliştirin.
Yazım kurallarının üstünden geçin: Türkçeye tam olarak hâkim olmak bir çevirmen için her zaman bir artıdır. Hem yeni dilleri anlamanızı kolaylaştırır hem de meslekte sizi hatasız kılar.
Öz geçmişinizi güncelleyin: Öğrenci olduğunuz için size oldukça kısa gelebilir. Bunu dert etmeyin. Nerelerde eksikleriniz olduğunu görüp, o alanları doldurmaya yönelik çalışın. Formatını mümkün olduğunca profesyonel tutmaya çalışın. (Word ve şablon formatlardan kaçının.)
Sosyal medyada olumlu ve pozitif olun. Moral verin, gülümseyin ve bu günlerin de geçeceğine inanın.