Dil durağan bir kavram olmadığı ve her geçen gün değişime uğradığı için çevirmenden de bu değişimlere ayak uydurması beklenir. Her iki dilde de günlük konuşma diline yeni girmiş kelimelerden artık pek de duyamayacağımız söz öbeklerine kadar geniş bir söz dağarcığına sahibi olması gerekir. Ancak bu şekilde kaynak metinde söyleneni en iyi şekilde anlar ve erek dile aktarırken en doğru karşılığı bulur.
Fakat bazen çevirmen dil konusunda ne kadar yetkin olsa da kaynak metindeki hatalar çeviri sürecini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu noktada iş yine çevirmene düşüyor denebilir. Çünkü unutmamak gerekir ki, kaynak metin yazarının veya çeviri hizmeti almak isteyen kişinin her zaman bir “dil uzmanı” olması beklenemez. Elbette bazen anlaşılmaz cümleler, yanlış yerde kullanılmış veya hiç kullanılmamış noktalama işaretleri ile karşılaşılabilir.
Çevirmen kaynak dile ne kadar hâkimse bu gibi yanlışları çözümlemesi, hatanın sebebini bulması ve düzeltmek adına doğru kararları vermesi o kadar kolay olur. Profesyonel bir çevirmenden beklenen kaynak metni çok doğru analiz edip, gerektiğinde kaynak metindeki yanlışları tespit ederek doğrusunu aktarabilmektir.
Çevirmen sadece gördüğünü/duyduğunu çeviren kişi değildir. Çevirmen, gördüğü ve duyduğu cümlelerdeki anlatım bozukluklarını, yanlış kelime seçimlerini, imla hatalarını, söz dizim bozukluklarını fark eden, bunları düzeltmek için ne yapması gerektiğini bilen ve hedef kültürde bunu en iyi şekilde ifade etmeyi başarabilen dil uzmanıdır.