Eski tiyatro oyunları, özellikle William Shakespeare’in eserleri, İngilizce diline birçok sözcüğün girmesine katkıda bulunmuştur. İşte bazı örnekler:
Assassination (Suikast): Shakespeare’in “Macbeth” adlı oyunundaki suikast sahnesinden türetilmiştir.
Swagger (Kabadayılık etmek): “Macbeth”teki karakterlerin hareketleri ve konuşmalarıyla ilişkilendirilen bu terim, kendinden emin ve kabadayı bir tavır sergilemek anlamında kullanılır.
Majestic (Muhteşem): “Kral Lear” adlı oyunun dili, majestelerinin etkileyici ve muhteşem olduğu bir zamanı yansıtarak bu terimin popüler hale gelmesine katkıda bulunmuştur.
Bedazzled (Göz kamaştırmak): “Romeo ve Juliet” adlı oyunda sıkça kullanılan bir terim olan “bedazzled”, göz alıcı ve büyüleyici bir şekilde etkileyici anlamına gelir.
Eyeball (Göz küresi): Shakespeare’in eserlerinde sıkça kullanılan bu terim, “Kral Lear” adlı oyununda özellikle dikkat çekmiştir.
Gossip (Dedikodu): “Othello” adlı oyunundaki karakterlerin arasındaki sohbetlerden kaynaklanan bu terim, günümüzde hala dedikodu anlamında kullanılmaktadır.
Lonely (Yalnız): “Romeo ve Juliet”teki karakterlerin çoğunun yalnızlık hissi ve izolasyonuyla ilişkilendirilen bu terim, İngilizce diline yayılmıştır.
Gloomy (Karanlık): “Macbeth”teki karanlık atmosfer ve trajik olaylarla ilişkilendirilen bu terim, karamsarlık ve kasvetli bir atmosferi ifade etmek için kullanılır.
Bu terimler ve daha birçoğu, Shakespeare’in eserlerinden etkilenerek İngilizce diline girmiş ve zamanla yaygın kullanım bulmuştur.
Tabii, Shakespeare dışında da eski tiyatro oyunlarından dillere girmiş birçok sözcük bulunmaktadır. İşte bazı örnekler:
Pandemonium (Kargaşa): John Milton’ın “Kayıp Cennet” adlı eserinde geçen “Pandemonium”, cehennemin merkezi olarak tasvir edilir ve günümüzde karmaşa ve kargaşa anlamında kullanılmaktadır.
Hobnob (Yakın arkadaşlık etmek): Ben Jonson’un “Bütün İyi Adamların Sonu” adlı oyununda geçen “hob” ve “nob” kelimelerinden türetilmiştir ve bugün yakın arkadaşlık etmek anlamında kullanılmaktadır.
Eyewash (Göz boyama): George Chapman’ın eserlerinden türetilmiş olan bu terim, gerçek olmayan veya abartılı bir açıklama veya övgü anlamında kullanılmaktadır.
Upstage (Dikkati çalmak): Eski tiyatro sahnelerinde sahne arkasındaki yükseltilmiş alana “upstage” denirdi ve bu terim, dikkati çalmak veya birinin dikkatini dağıtmak anlamında kullanılmaktadır.
Cold-hearted (Duygusuz): Christopher Marlowe’un “Tamburlaine” adlı oyunundan etkilenerek kullanılmıştır ve duygusuz veya acımasız bir kişiyi tanımlamak için kullanılır.
Pickle (Zor durum): Eski tiyatro oyunlarında zor durumda kalan bir karakterin durumunu ifade etmek için kullanılan bu terim, günümüzde de benzer anlamlarla kullanılmaktadır.
Woo (Baştan çıkarmak): Eski İngiliz tiyatrosunda aşk ve romantizmle ilişkili olan bu terim, birinin kalbini kazanmak veya birini baştan çıkarmak anlamında kullanılır.
Bu terimler, eski İngiliz tiyatrosunun etkisiyle İngilizce diline girmiş ve zamanla yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.