Aynı metni, aynı sürede bitirmelerini talep ederek, konu hakkında aynı bilgi birikimine sahip bir kadrolu çevirmene ve tüm mesleki hayatını serbest çalışarak geçiren bir çevirmene verseniz çalışma koşulları, alışkanlıkları ve konuya bakışları aynı olmayacağı için çeviri esnasında farklı uygulamaları olacaktır. Bu elbette ki kötü bir şey değildir, her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Fakat işin mutfak kısmını, yani proje yönetim aşamasını ofis içi çevirmenlerin birebir gözlemleme şansları olduğundan müşteri ve istekleri kısmına serbest çevirmenler bir nebze daha uzakta kalmaktadır. Bu noktada yıllarca serbest çevirmenlik yaptıktan sonra ofis içinde çalışmaya başlamış bir genç çevirmenimizden, tüm çevirmen kadromuz olarak müşteri onayına daha yakın metinler üretebilmek için serbest çevirmenken gözlemleyemediklerini paylaşmasını istedik.
Dijital Tercüme ekibinin çevirmenlerinden Nazlı Kulübecioğlu, Boğaziçi Üniversitesi ve Vrije Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı mezunu. Yerli ve yabancı basında içerik editörü olarak çalışmış; İngilizce, Fransızca ve Arapça biliyor. Serbest çevirmen olarak çalıştığı yılların ardından ekibimize katıldı ve kısa sürede gözde çevirmenlerimizin arasında yerini aldı. Bu proje için her iki tarafı da net biçimde deneyimlediği için kendisinin fikirlerinin çok yerinde ve tarafsız olacağını düşündük.
Tarafsız ve içten yanıtları için kendisine çok teşekkür ederiz.
- Çevirmenin ilgili işi kabul etmeden önce sorumlu olduğu metnin ne hakkında olduğunu anlaması çok önemlidir (bir kahve eşliğinde göz gezdirip “ben bunu daha önce yaptım özgüveni olmaksızın” zaman geçirmek gerekir).
- Çevirilecek cümleyi önce okuyup sonra çevirmek doğru bir yaklaşım. Okuya okuya çevirmek bazı metinler için oldukça yanlış sonuçlara sebep olabilir.
- Takıldığınız yer muhtemelen hata yapma ihtimalinizin en yüksek olduğu yerdir, tekrar tekrar okunması gerekir; o yeri daha sonra tekrar bakmak üzere işaretleyin.
- Edit yapan kişiler yanlış/eksik/emin olunmayan yerlerin doğru çevirisini uzun araştırmalar sonucu bulabildiğinden farklı olarak yaptıkları şeyin “daha fazla zaman harcayıp tamamen emin olana dek araştırma yapmak” olduğunun unutulmaması gerekiyor.
- Çevirmenin görevi çeviriyi olabilecek en hatasız şekilde teslim etmektir, yanlış ya da dikkatsiz şekilde çevrilmiş metin kendini belli eder ve proje yöneticisinin vakit kaybetmesine sebep olur. İşine saygı duyan hiç kimse işini baştan savma yapmaz; nihayetinde çeviri de bir yaratım sürecidir ve saygıyı hak eder.
- Çeviri sonlanıp araya zaman girdikten sonra (ideal olarak beyin dinlendikten sonra) tekrar okunursa daha güzel bir metin teslim edilmiş olur (bir çeviri üzerinde sonsuz kere değişiklik yapılabilir ve bu süreç asla bitmez).
- Çevrilen metnin orijinal formatına dikkat edilmesi proje yöneticilerinin işini kolaylaştırır ve çeviri süreci sonucunda sizin de eserinizle gurur duymanızı sağlar.
- Proje yöneticileri hâlihazırda format konusunda önceden ellerinden gelen tüm desteği vererek çeviriyi çevirmene onu en az yoracak formatta iletmeye çalışırlar.
- Proje yöneticilerinin işi çeviri hatalarını düzeltmek, format ayarlamak veya sil baştan çeviri yapmaktan ziyade son dokunuşları yapmaktır. O yüzden zamanında ve mümkün olduğunca doğru ve eksiksiz bir çeviri teslim edilmelidir.
Çeviri, sadece maddi değil, manevi tatmin de sağlayan bir meslektir.
Çeviri sektörünü ileriye taşıyacak ve yalnız fiyatların değil terimlerin, anlamların, ifadelerin tartışıldığı bir çeviri ortamına sahip olmak dileğiyle.