G.R.R. Martin’in Game of Thrones evreni; maceraları, olağanüstülüğü ve ilgi çekiciliğinin yanı sıra çevirmenler için de adeta bir mayın tarlası kadar tehlikeli. Görünmez olmayı başarabilmek bir yana dursun, çevirmenin kitaba katkıda bulunduğunu söylemek mümkündür. Çevirmenler olarak, bu zorlu kitabın farklı dillere çevirisini yapan, bu çeviriyi yaparken karakterlerin karmaşık mozaiğini ve hikâyenin akışkan ve zorlu yapısını koruyan çevirmenleri tebrik ediyoruz.
Çeviri sürecinde kitabın/dizinin yayınlandığı ülkenin kültürüne, algısına ve dil kullanımına göre yerelleştirme/yabancılaştırma yapılır. Türk okuru için Sibel Alaş’ın çevirdiği kitaplar, Game of Thrones’u Türk izleyicisine sunan yayın şirketleri tarafından hazırlanan altyazılar ve internet üzerinden ücretsiz olarak çeviri paylaşan çevirmenlerin yaptığı çeviriler arasında farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin Jon Snow kitaplarda Jon Kar olarak çevrilmiştir, diğer platformlarda ise Jon Snow olarak bırakılmıştır. Benzer örneklerin diğer dillerde de çok fazla sayıda olması, bu serinin çevirisinin ne kadar karmaşık olabileceğini de gösteriyor.
Bu yazımızda, Game of Thrones TV dizisinin uyarlandığı kitap serisi olan Buz ve Ateşin Şarkısı adlı serinin 3 kitabını Yunancaya çeviren Alexandra Letsa’ya bir röportajda yöneltilen soruları ve Letsa’nın verdiği cevapları sizler için hazırladık.
Alexandra, bir Game of Thrones kitabı çevirirken yaşadığın belirli bir zorluğu ve çevirirken en çok keyif aldığın noktayı söyler misin?
Zorluk açısından bakıldığında, G.R.R. Martin kitaplarını yazarken birçok kelime oyunu ve cinasa yer veriyor. Kelimelerin birden fazla anlamını ifade ederek kullanması da onun kitaplarını çevirmeyi daha zor hale getiriyor.
Diğer bir sorun ise tutarlılık. Kitaplarında çok fazla kahraman olması ve İngilizce’nin dilsel farklılıklarından dolayı bir terimin önceden nasıl çevrildiğini hatırlamak zor olabiliyor. Çünkü bu kadar fazla kahraman ve yer ismini içeren bir terimce bulmak kolay değil, bu sebeple çevirmen genellikle binlerce sayfa arasında ihtiyacı olanı bulmaya çalışır.
En çok keyif aldığım zaman ise; çeviriyi yaparken kitabın beni içine çektiği ve durmaksızın onlarca sayfa çevirdiğimi fark ettiğim zamandı. G.R.R. Martin’in kitaplarında yarattığı atmosfer benim için zevk verici.
Kitaptaki bazıları yapay dil olan farklı farklı dillerle nasıl başa çıkıyorsunuz (Yüksek ve Alçak Valyria dilleri)?
Diziye kıyasladığımız zaman, kitapta diğer dillerin kullanımı çok fazla yer kaplamıyor. Yer isimleri olan bazı Valyria ve Dothrak kelimeleri dışında karşımıza çok fazla çıkmıyor.
Peki, kahraman veya yer isimlerinin hikâye için önemli olduğu zamanlarda nasıl bir yol izlediniz?
Başlangıçta nelerin çevirisinin yapılacağına, nelerin aynı kalacağına, hangi noktalarda yerelleştirme ve yabancılaştırma yapılacağına karar verilmişti. Bir ismin çevrilmediği ve bunun için açıklamaya ihtiyaç duyulduğu zaman, genellikle çevirmen notu ekleriz. “Snow, Ghost ve Summer” gibi hikâye içerisinde önemli yeri olan isimlerle ilk karşılaşıldığı zaman bir çevirmen notuyla açıklama yapılmıştır.
Tam anlamıyla çevirinin yapılamayacağı bir kelime oyunuyla karşılaştığınızda ne yaparsınız? Örneğin 6. Sezondaki “Hold the door – Hodor” sahnesiyle nasıl başa çıkardınız?
Böylesine bir durumla birkaç kez karşılaştım ve bu durumları aşmam ilhamdan öte şansa dayandı. Elinizde başka bir seçenek yoksa orijinal kelimeleri bile değiştirmeniz mümkün. Bahsettiğiniz bölümde tamamen çıkmazda kaldık. Tek seçeneğimiz çevirmen notu yoluna başvurmak oldu. Çevirmen notu yoluna başvurulmasına karşı değilim, çevirmen notu kullanarak yapılan çeviriden sonra başarısız olduğunu düşünen çevirmenler olabilir; fakat asıl önemli olan, bu yolla da olsa, yazarın ne anlatmaya çalıştığını okura aktarabilmek.
Bu serinin televizyona uyarlanmasının yaptığınız çevirilere ne gibi bir etkisi oldu? İşinizi kolaylaştırdı mı yoksa zorlaştırdı mı?
Televizyon dizisi olarak yayına başlandığı zaman ilk 4 kitap zaten yayımlanmıştı. Bu sebeple geriye dönüp değişiklik yapma fırsatımız olmadı. Aslında televizyon dizisinin çeviri sürecine olumlu veya olumsuz bir katkısı olmadı.
Sizce bu serinin (Dizi ve kitap olarak) böylesine büyük bir kitleyi etkilemesini sağlayan unsur nedir?
Karakterleri ve karakterlerin gerçekçiliği. Karakterlerin hepsi; eksik yönleri, saplantıları, yanlış kararları ve eylemlerinin sonucu olarak karşılaştıkları gerçekçi sonuçlarıyla iyi ve kötü insan çizgileri arasında bulunuyor. Her okuyucu için kendilerini bağdaştırabilecekleri bir kahraman var. G.R.R. Martin, kitaplarında okuyucuların hislerini uyandırarak yoğun duygulara girmelerini sağlayabiliyor; fakat bence bir yazar olarak en kıymetli niteliği yarattığı karakterlerdir.
Alexandra Letsa’nın Huffpost’taki röportajından kısaltılmıştır.