Prag’ı ne zaman ziyaret etmelisiniz?
Yazın, inanılmaz bir turist kalabalığı var ve en yüksek sezon. Çok turistik yerlerde takılmayacağız veya ancak yazın tatil yapabiliyoruz diyorsanız, o zaman yaz aylarında gitmeyi tercih edebilirsiniz.
Bahar ayları, şehrin en keyifli olduğu dönemler. Sonbaharın bütün renklerini şehirde görebiliyorsunuz. Tahmininizden daha yeşil bir kent olduğu için de hem ilkbahar hem de sonbahar Prag şehrini gezmek için ideal.
Kış aylarında, hava çok soğuyabiliyor ve -18 derecenin görüldüğü dahi oluyormuş. Artık küresel ısınmadan dolayı kışları o kadar sert geçmiyor olsa da, tatil hazırlıkları yapmadan önce hava durumunu kontrol etmeyi atlamayın.
Prag’da ulaşım
Havalimanından şehire, havalimanından bindiğiniz tren ile gelebiliyorsunuz. Bileti de havalimanında duraktan satın alabiliyorsunuz. Prag yürümek için çok rahat bir şehir. Ayaklarım beni her yere götürür diyorsanız, Prag emrinize amade. Hem metro hem de otobüs ve tramvaylarda aynı biletleri kullanabiliyorsunuz. Kontrol mekanizması olmadığını zannetseniz de bilet alıp işletmeyi atlamayın. Sürpriz kontrollere denk gelirseniz, astarı yüzünden daha pahalı olabilir. Ulaşım çok kolay olduğu için en merkezde bir otelde kalacağım diye ısrarcı olmanıza gerek yok. Şehir merkezine biraz daha uzakta bir otelde kalıp, kalışınızı daha ekonomik hale getirebilirsiniz.
Bunları yapmadan Prag’dan ayrılmayın.
Charles Köprüsü boyunca yürüyün.
Özellikle Prag’ı ilk defa ziyaret ediyorsanız, bu köprüyü bir baştan bir başa birkaç kez yürüyeceksiniz anlamına geliyor. Köprüde ressamlar, sokak sanatçıları, müzisyenler ve hediyelik eşya satıcıları var. Prag’ın ana sembollerinden biri olduğu için turist nüfusu bayağı fazla. Köprünün her iki yanında Barok tarzında 30 tane heykel var. Köprüden kale manzarasını da çok güzel görebiliyorsunuz.
Letna Park’ta kaykay yapanları izleyin.
60’lı yıllarda yıkılana kadar Stalin’in dev bir heykelinin evi olan bu park, kaykaycıların popüler bir buluşma noktası. Şahane bir gün batımı izleme noktası. Ayrıca parktan şehrin manzarası da çok güzel görünüyor. Parkın için de bir bira bahçesi de yer alıyor. Kendi piknik örtünüzü götürüp yayılabileceğiniz gibi bira bahçesinde de oturabilirsiniz. Yazın parkta ücretsiz konserler oluyor, biranızı yudumlarken ilk önce kaykaycıları izleyebilir sonra da konserin keyfini çıkarıp dans edebilirsiniz.
Dans Eden Evi ziyaret edin.
Her yerinden tarih akan bu şehirde modern mimariye ait en ünlü bina: Dans Eden Ev. Dans Eden Ev, merkeze çok yakın, yürüyerek de gidebilirsiniz. Hatta şehirde keşif yaparken bir anda kendinizi orada da bulabilirsiniz. Eskiden bu binanın yerinde bulunan yapı, 1945’teki Çek Bombardımanı’nda çok zarar görmüş ve o zamandan beri boş duruyormuş. Yeni binayı ünlü mimar Frank Gehry ve Çek mimar Vilado Milunic birlikte tasarlamış ve bina 1996 yılında kullanıma açılmış. Binayı gezemiyorsunuz ama dışarıdan bakıp fotoğraflarını çekebilirsiniz.
Franz Kafka büstünün dönüşlerini izleyin.
En tanınmış yazarlardan Franz Kafka, yaşamı boyunca kendinden şüphe ve depresyon sorularıyla boğuşmuştur. Yazarın bu durumununu anlatabilmek amacıyla hazırlanan bu kinetik heykelde, yazarın zihninin sürekli dönen parçaları fizikselleştirilerek yansıtılır. Kafka’nın yüzünü, tabakalar hareket etmeye başlamadan bir-iki dakika görebilirsiniz. Sanatçı David Černý tarafından yaratılan büst, ayrı ayrı dönen 42 farklı katmandan oluşuyor. Her katman, ünlü astronomik saatinki gibi geleneksel Çek saat işlemlerinden esinlenilmiş dişliler kullanılarak yapılmış.
Astronomik Saati görmeden şehirden ayrılmayın.
Prag için araştırma yaparken, bu saate denk gelmemeniz imkansız. Eski Şehir meydanının tam ortasında bulunan bu saat, Prag’ın en ünlü simgelerinden biri. Saatin bu kadar ünlü olmasının en önemli sebebi, günümüzde hala çalışabilen dünyanın en eski saati olması. 1410 yılında yapıldığı düşünülüyor, üzerinde 12 saat dilimini ve 12 burcun sembollerini taşır. Her saat başı saat hareket ediyor, çok kısa sürse de oradaysanız, siz de bu gösteriyi izlemek isteyebilirsiniz.
Prag Kalesi’ne çıkın.
Prag’ı ilk defa ziyaret ediyorsanız, Kale ve çevresi de uğrayacağınız yapılardan biri olacaktır. Prag Kalesi, Premysl Hanedanı Germen İmparatorluğu’nun yönetim merkezi olarak kullanılan gösterişli yapının bir bölümü, günümüzde Çekya Cumhurbaşkanı’na tahsis edilmiş. Kalenin içerisindeki Aziz Vitus Katedrali, Eski Kraliyet Sarayı, Altın Yol, Yaz Bahçeleri ve Beyaz Kule hem tarihi önemleri hem de mimari güzellikleri nedeniyle görülmeyi hak ediyor. Kalenin içerisine ücret ödeyerek girip gezebiliyorsunuz.
Botanik Bahçe’yi gezin.
Karlovy Üniversitesi’ne bağlı bu botanik bahçe, Prag merkezinde yer alıyor. İçinde arboretum, seralar var. İçeride dönemsel bitki sergileri de olabiliyor. Birkaç saati bitkiler içerisinde geçirmek ve gölgede kendinizi dinlendirmek istiyorsanız, şehir içindeki bu kaçamak noktasına gidebilirsiniz.
Vltava Nehri yakınındaki yemek festivallerinde hem karnınız hem gözünüz doysun.
Özellikle yaz aylarında, nehir kenarında ve üstündeki adacıklarda pek çok yemek festivali oluyor. Bu festivalleri takip ederek değişik dünya mutfaklarından tatlar tadabilirsiniz. Yanınıza örtünüzü alıp tüm günü yatarak, müzik dinleyerek ve piknik yaparak geçirebiirsiniz.
Kapak görseli: Dmitry Goykolov on Unsplash