Bilgisayarların -aile bütçesinde deprem yaratma pahasına-ödevlerimize yardım etmesi amacıyla(!) alındığı yıllar. Teknolojiyi doğru kullanmanın geleceğimize katkısını anlamış falan değiliz, iyi bir kariyerin çok ders çalışmaktan geçtiğinden eminiz ama bilgisayarlar; odanın en güzel köşesinde, kimi evlerde dantellerle süslenmiş biçimde, kapalıyken bile bizimle konuşuyor sanki. Renkli, macera dolu, heyecanlı bir sürü evren adımızı söyleyip duruyor ama bu evrenlerin hiçbiri ödev yapmak istemiyor, biz ne yapalım?

Derslere küçücük bir mola, bir ödül, bir “yarım saatçik” derken başındayız ve tabii ki oyun oynuyoruz. Sabahlamak fiili literatürümüze sınavlar yüzünden değil de “gamer”lık kadrosundan girmiş, günün ilk ışıklarına kadar ayrılamıyoruz başından. Bir bağımlılık sahibi olma yolundayız, ayrıca okumaya ihanet etmişiz gibi bir vicdan azabı da mevcut. İş hayatına atılıp da bir hayatımız kalmayana kadar “vakit öldürmek” için devam ediyoruz oynamaya. Sonra başarılı ve çalışkan bir normal insan oluyoruz. Vakitlerimiz çok değerli oluyor, hiç ölmüyor!

Oysa bugün dönüp bakınca oynadığım oyunların hepsine teşekkür etmek istiyorum. Özellikle iyi bir işletmeciliğin kitabını yazan Roller Coaster Tycoon’a.

Bu oyunu oynayarak neler öğrendim?

1- İşini iyi yapma, en iyi yap. En iyilerinden öğren. En iyilerini yetiştir.

2- Çok kişiyle az az değil, az kişiyle çok çok ve verimli çalış. Ekibini iyi seç, dinle, isteklerine kulak ver. Gerçekleştirmek için elinden geleni yap. Olamıyorsa nedenini açıkla. Bazen çok küçük adımlar bile yeterli olur. Zaman ayır.

3- İşi kolaylaştıran, düzenleyen, huzur ve mutluluk getiren hiçbir şey lüks değildir. Bunlara yatırım yap.

4- Neşeli ol, sakin kal. Problemlere değil, çözümlere odaklan. Ders al, önlem al. Hep geliş, hep öğren.

5- Herkesin her şeyi bilmek zorunda olmadığını kabullen. Güleryüzlü, içten ve yapıcı bir açıklamanın çözemeyeceği bir şey yoktur.

6- Her müşteriye uygun roller coaster’ın olsun. Kimi gökyüzüne çıksın, kimi sakin sularda gezinsin. Tercihlere göre işlerini biçimlendir.

7- Sayısal çokluk yerine “mutlu hedef kitleyi” amaçla

8- Çalışma ortamını keyifli hale getir. Çıtayı yükselt. Ekibin en kıymetlindir.

9- Yatırımı çok düşün, iyi planla, sonuna kadar harca.

10- Parkını sev, parkını sev, parkını sev! Yanındaki parkları da sev, onlardan öğren, onlara öğret. Dünyada ne kadar iyi işletilen park olursa kalite o kadar artar.

11- Yaratıcı ol, özgün ol, risk al!

12- Öyle bir park yarat ki bir defalık olma, ömürlük ol!