Doktorlar, hukukçular, muhasebeciler gibi diğer uzman profesyonellere nazaran çevirmenlerin yaptıkları işin karşılığında elde ettikleri maddi ve manevi tatminleri oldukça düşük.
Bunun nedenlerini araştırdığımızda karşımıza çıkan nedenleri maddeler şeklinde sıraladık ve çözüm önerileri sunmaya gayret ettik.
Algı: Ana dilinden başka bir dil bilen herkes kendini “çevirmen” olarak tanıtabilir. Oysa bu durum on parmağı olan ve bunları iyi kullanan bir kişinin kendini cerrah, ressam, terzi veya piyanist olarak tanıtması ile aynıdır; çevirmen olmak ile dil bilmek aynı şey değildir. Dil bilmek sadece çevirmenlik sürecinin bir yeterliliği, bir ön koşuludur. Bu konuda mesleğimiiz tanıtan çalışmalar yapılabilir.
Yasal düzenlemeler: Mütercim tercümalık, çeviribilim ve uygulamalı çevirmenlik mezunları dışındakilerin de çeviri yapması, çeviri işletmesi açmak için diplomaya gerek olmaması, henüz bir meslek odasının bulunmayışı ve bu yüzden denetleme ve düzenleme boşluğu doğması gibi unsurlar sebebiyle sorunlar yaşanmaktadır. Meslekleşmenin artması ile bu sorunun önüne geçilebilir.
Arz ve talep: Dil bilen insan sayısının fazlalığı ve kendilerini çevirmen olarak lanse etmeleri, profesyonel bir kol olarak çevirmenliğin değerini düşürmekte ve diğer saygın mesleklerin yanında onlar gibi özel bir konuma yerleşmesinin önüne set çekmektedir. Uzman çevirmenlerin öne çıkmaları ile çevirmenliğin değeri artacaktır.
Çevirmenlik işinin yapısı: Çevirmenlik,oldukça karmaşık bir bağlam ve yapıya sahiptir. Alanı yapılandıran binlerce kitap ve sadece eğitimini tamamlayabilmek gereken yığınla çalışma mevcuttur. Bu yüzden çeviri ile diğer faaliyetler arasına mesafe koyacak yeterince öğe bulunmamaktadır.
Resmiyet: İşin devlet eliyle hukuki bir çehreye bürünmesi bu uzmanlık alanına resmiyet kazandırarak diğer saygın meslekler yanındaki hak ettiği yerini kazandıracaktır. MYK’nın yayımladığı standartlar ve yeterliliklerin ardından gerçekleşecek sertifikasyon ile bu sorun da ortadan kalkacaktır.
Eğitim: Çeviribilimin ülkemizde genç bir alan olması; yeterince veri ve kaynak bulunmaması da bir zorluktur. Fakat bu alanda görev alan eğitmenlerin özverili çabalarıyla bu konu da yavaş yavaş aşılmaktadır.
Sertifikasyon: Sertifikasyon zorunluluğu konusunda yapılacak ciddi çalışmalar, işlerinde gerçekten uzman çevirmenler ile çevirmen olduklarını iddia eden ama aslında çevirmenlikle alakası olmayan kişileri ayırmakta yardımcı olabilir.
Tedarik zinciri: Dil hizmetleri sektörünü, devasa bir talebe yanıt verme zorunluluğu yönlendirmektedir. Profesyonellik, eğitim, akademik ve düzenleyici özveri ile tabandan yukarı doğrultuda geliştirilmiş bir yapıdan ziyade sektör, şirketlerin küreselleşme yarışına ayak uydurma ihtiyacı doğrultusunda yapılanmıştır. Düzenin niteliği aşağıdan yukarı olması gerekirken, yukarıdan aşağı doğrultuludur.
Tüm sorunların çözülerek mesleğimizin hak ettiği yerlere geleceği günleri görebilmek için meslekleşmenin önemini biliyor, bu doğrultuda çalışıyoruz.