Aynı anda birçok iş yapabilir: Çevirmenler bir yandan ağır birsözleşme çevirirken bir yandan telefonla konuşabilir, dizi izleyebilir, çalanşarkılara eşlik edebilir!
They are multitaskers: Translators can answer the phone, watch TV series, and sing along while translating a difficult contract!
Teslim tarihi en büyük fobisidir: Doğal afet, karanlık, yükseklikgibi sıradan fobilerle işleri olmaz, fakat yaklaşan bir teslim süresi panikatak geçirmelerine sebep olabilir.
Deadlines are translators’ worst phobia: They are not afraid of natural disasters, darkness or heights, however an approaching deadline might give them panic attacks.
Her konuda bilgisi vardır: Bir günhidrostatik ekstrüzyon ile darbeli ekstrüzyon arasındaki fark hakkında ertesi gün propylon üzerindeki kabartmaların sembolleri üzerine araştırma yaptığından bilgi yelpazesi çok geniştir.
They know a little bit about everything: They finish a research project on the difference between the hydrostatic extrusion and impact extrusion, and the next day they carry out a research the embossing on propylaeum; therefore they have different knowledge about a wide range of topics.
Uykusuz yaşayabilir: Önemli ve zamana karşı yarışılan projelerdegündüzleri hızcı; geceleri vampir enerjisi ile çalışabilirler.
They can live without sleep: If the project is of great importance and urgent, they can have the energy of Speedster during the day and perform like a vampire during the night.
Özel günlere karşı bağışıklığı vardır: Yoğun çalışma tempolarısebebiyle yeni yıl, sevgililer günü, bayram gibi günleri genelde çeviri yaparakkutlarlar.
They are immune to special days: Due to their busy schedule, they celebrate the New Year’s Eve, Valentine’s Day and other holidays by working on their translation projects.
Her ortamda çalışabilir: İşlerine konsantre olduklarında dış ortam seslerinden etkilenmezler; kalabalık bir plajda, gürültülü bir kafede veya yoğun bir ofiste aynı şekilde çalışabilirler.
They can work everywhere: Once they focus on their work, the external noises don’t distract them; they are able to work at a crowded beach, a noisy cafe or a busy office.
Kahve gurmesidir: Kahvenin her çeşidini, hazırlamasını ve keyfini çıkararak içmesini bilir.
They are coffee gourmets: They know about all coffee sorts, how to prepare and enjoy them.
Işık hızında yazı yazabilir: Daktiloda 10 parmak yazmak tabirini bir ileriye götürmüş olan çağımız çevirmenlerinin klavyelerinde duman izleri görüldüğü rivayet ediliyor.
They can type at light speed: Today’s translators took the term “touch-typing” a step further, and rumor has it that some translators’ keyboards have caught on fire.
Kelime dâhisidir: Sizin için ayakkabı bağcığının ucundaki minik plastik şey, onun için aglettir. Hiç ummadığınız bir anda kullanarak sizi hayrete sürükler.
They are word wizards: What you call “that tiny plastic thing on the tip of shoelaces” for you, is an aglet for them. They might use this in a sentence when you expect it the least, and shock you.
Her zorluğuna rağmen işini sever: Zamana karşı yarışsa da kimse ismini bilmese dezorlu çalışma koşullarına rağmen işini hep en iyi şekilde tamamlar ve sessizce dünyayı kurtarır.
They love their job no matter how hard it is: Despite the fact that they work against the clock under challenging conditions, and that they are invisible to the reader, they always finish their projects and save the world quietly.
Her yabancı dil bilenin iyi çeviri yapacağını düşünmek, her on parmağı olanın piyano virtüözü ya da cerrah olacağını düşünmek gibidir.
Birden fazla dil bilmek sadece yetenek iken, çevirmenlik harika bir meslek ve süper kahramanlıktır!
To think that everyone speaking a foreign language can also be a translator is like thinking that everyone with 10 fingers can be a piano virtuoso or a surgeon.
While knowing multiple languages is only a talent, being a translator is an amazing occupation and a super hero business!