38 Emmy ödülü kazanmak oldukça büyü bir başarı. Game of Thrones başladığı günden beri yarattığı gerçekçi dünya ve siyaset, şiddet ve cinselliği işleyişiyle övgüler topluyor. Ayrıca, Game of Thrones’daki dillerin J.R.R. Tokien’dan beri yaratılan en zengin kurgu diller olduğu söyleniyor.
Tolkien çocukluğundan başlayarak birçok dil öğrendi ve inceledi. Ergenlik döneminde diller yaratmaya başlamıştı bile. Hatta Orta Dünya’yı yarattığı dilleri daha iyi açıklayabilmek için kurguladığını söyledi. Tolkien’ın yarattığı dillerin en zenginleri Elfçe’nin diyalektleri olan Quenya ve Sindarin’di. Tolkien, dillerini yaratırken birçok dilin tarihi gelişimlerinden de esinlenmişti.
Kurgusal dünyalar için dil yaratımı konusunda Tolkien’ın yeri hep ayrı olmuştur. Ancak Game of Thrones’daki dilleri yaratan David Peterson’ın da Tolkien’a yaklaştığı öne sürülebilir. Özellikle Dothraki ve Valyrian dilleri üzerinde o kadar ayrıntılı çalışılmış ki bu diller üzerine yazılmış ders kitapları ve dil öğrenme uygulamarı bulunuyor.
Peterson yazdığı kitapta küçüklüğünden beri kurgusal dillere ilgisi olduğunu ve dilbilimsel olarak anlamlı gelmeyen kalıplara aklının takıldığını belirtiyor. Bu yüzden kendi yarattığı dillerde tutarlılık ve gerçekçilik ön planda. Peterson, bu dilleri yaratma sürecinin 2015’te yayınlanan “The Art of Language Invention” kitabında anlatıyor.
Kelimeleri yaratmak işin kolay kısmı, herkes birkaç heceyi bir araya getirerek yeni kelimeler türetebilir. Peterson’ın da Tolkien gibi en çok zorlandığı kısım elimelerin etimolojilerini belirleyip ayı kelime gruplarında bulunması gereken sözcükleri eşlemekti. Örneğin, kan davası”nın “kan” ve “mücadele” ile bağlantılı olması gerekiyordu. Peterson kelimelerin telaffuz edilebilir olması fakat yabancı duyulması için İngilizcede olduğundan farklı hecelere vurgular koyup sık kullanılacak kelimelere İngilizcede bulunmayan sesler ekledi ve İngilizcede yan yana gelmeyen harfleri birlikte kullandı.
Pterson dilbilim bilgisiyle yarattığı dillere doğal dillerdeki gibi düzensizlikler de ekliyor. Latince kökenli diller gibi Valyrian kökenli diller de var. Telaffuzları benzer olan sözcükler Valyrian kökenli bu dillerde farklı anlamlara sahip olabiliyor, aynen doğal dillerde de olduğu gibi.
Dillerin dizide bu kadar önemli bir rol oynamasında yazarların payı da var. Dothraki gırtlaktan konuşulan bir savaşçı dili olmasına rağmen soylu Daenerys Targaryen bu dili küçük görmek yerine dilin kendine güç katacağını düşünerek Dothraki öğreniyor. Ayrıca Daenerys işine yarayacağını düşündüğü yerlerde bir dili bildiğini belli etmemeyi seçiyor. Tyrion Lannister Valyrian’ı çok iyi bilmemesine rağmen Mereen’i yönetmesi gerektiğinde gülünç anlar yaşanıyor. Ayrıca bir tercüman Valyrian bir kelimenin “prens” veya “prenses” anlamına gelebileceğini açıkladığında bir kehanete yeni bir anlam yükleniyor.
Game of Thrones’daki toplumlar bu kadar cinsiyetçiyken ve yüksek pozisyonlarda neredeyse hiç kadın bulunmuyorken bu kelimenin çift cinsiyetli oluşu şüphe uyandırabilir. Ancak Peterson kitabında buna da değiniyor. Dillerin her zaman kültürleri tam anlamıyla yansıtmadığını ve yaşanan değişikliklerle bir konu için birçok kelime bulunurken bir başkası için yeterli sözcük bulunmayabildiğini açıklıyor. Böylece diller, insanın kusurlu doğasını ve yaratmaya çabaladıkları mükemmellikten uzak dünyaları yansıtıyor.