- Çinceden sonra dünyanın en çok konuşulan dili olarak İngilizceyi düşünebilirsiniz, fakat bu sıraya kolonileşme döneminde tüm dünyaya yayılmış ve birçok ülkede konuşulmaya devam eden İspanyolca yerleşiyor.
- İspanya’nın resmi dili İspanyolca olmasına rağmen aynı zamanda İspanya’da Baskça, Katalanca ve Galiçyaca gibi bölgesel diller de konuşulmaktadır.
- Türkçeden farklı olarak kelime başlarında bulunan “h” harfi telaffuz edilmez. “Z” harfi ise bildiğimiz şekilde güçlü vurguyla değil, peltek “s” olarak telaffuz edilir.
- Artikel kullanımında genel olarak “a” ile biten kelimeler dişil, ”o” ile bitenler eril olarak bilinmekte ve bu kurala göre eril kelimeler için “el”, dişiller için ise “la” artikelleri kullanılmaktadır. Bilinenin aksine “el día” (gün) , “el idioma” (dil) ,” la foto”(fotoğraf) ve “la mano”(el) kelimeleri gibi birçok istisna bulunmaktadır.
- Bazı istisnalar bulunsa da birçok ağaç isimi eril, meyvelerinin isimleri ise dişildir.
“El manzano” (elma ağacı) – “La manzana” : (elma)
- İspanyolca soyadların sonunda bulunan “-ez” “…oğlu” anlamına gelmektedir. Ör: González (Gonzalo’nun oğlu), Peréz (Pedro’nun oğlu) Fernández (Fernando’nun oğlu).
- Endülüs döneminden miras olarak Arapça, İspanyolcaya hayli katkı sağlamıştır. “el alfombra “ (halı), ”la almendra” (badem) and “la almohada” (yastık) gibi “al” ile başlayan birçok sözcük Arapça kökenlidir. “Umarım” anlamına gelen ve sıklıkla kullanılan “Ojalá” sözcüğü de Arapça bir ifade olan “İnşallah”tan gelmektedir.