Medikal alan ile çeviri sektörünün bağlantısı sanıldığından daha kuvvetlidir, çünkü sağlık sektöründeki akademik, bilimsel ve hukuki tüm değişiklikler dünyanın genelini kapsayacak şekilde ve hızlı olarak paylaşıma ihtiyaç duyar. Bunu yaparken de söz konusu olan insan hayatı olduğundan çeviride hatasızlık ve doğruluk en önde gelen unsurlardır. Hem hızlı, hem medikal terminolojiye hâkim, hem hedef dilin gramer yapısına ana dil düzeyinde vakıf, hem medikal literatüre yakın, hem de akademik yayınların şart koştuğu kuralların bilincinde olmak için medikal çeviri alanında uzmanlaşmış olmak gerekmektedir. Bu yüzden dil seviyesi ne kadar iyi olursa olsun, standart bir çevirmenin elinden çıkan bir medikal çeviri, art niyetsiz de olsa yanlış bir terim kullanımı sonucunda “ bir katile dönüşebilir”. Aynı şekilde terminoloji bilgisi ve olaya hâkimiyeti ne kadar yüksek olursa olsun, uluslar arası arenada hangi kelimelerin geçerli olup olmadığını bilinmeden, formal şablona uyulmadan, medikal çevrelerce kabul görmüş şartları yerine getirmeden birebir ve düz bir şekilde kaleme alınan bir medikal yayının da kişinin kariyeri açısından “öldürücü” olduğu söylenebilir.
Bir medikal çevirmenimizin “Medikal Çeviride Uzmanlığın Önemi” yazısından alıntıyla “Kaliteli medikal çeviri hizmetinin ortaya konmasında en kritik öneme sahip husus ise temel alan bilgisidir. Gerçekten tıbbi metinlerin içeriğinin doğru anlaşılmasında anatomi, histoloji ve biyokimya başta olmak üzere temel tıp bilimleri konusunda yeterli bilgiye sahip olunması son derece büyük önem taşımaktadır. Örnek vermek gerekirse, medikal bir metinde geçebilecek “boşluk” kelimesinin karşılığı kimi zaman “cavity”, kimi zaman ise “space” olabilmektedir. Farklı bir anlatımla, bahsedilen boşluk anatomik olarak normalde var olan bir boşluk olabileceği gibi vücuttaki bir bozukluk ya da hastalığa bağlı olarak ortaya çıkan bir yapı kaybı nedeniyle de oluşmuş olabilir. Böylesi durumlarda, metni doğru yorumlayabilmek ve yanlış anlamamak için hakkında çeviri yapılan vücut bölgesinin tanınması kaçınılmaz gerekliliktir. Verdiğimiz örnekten de anlaşılacağı üzere, çeviri dünyasında yaygın hale gelen temel bilgi sahibi olmadan medikal çeviri yapmaya yönelme yanılgısı belki bir hasta raporunun hatalı çevirisi sonucu can kaybına bile yol açabilir. Aksine, temel alan bilgisine sahip olunduğunda ise belki de aynı şekilde bir hasta raporundaki hatanın farkına varılabilecek ve hatalı bir çevirinin önüne geçilmesi mümkün olabilecektir.“
Ülkemizde en çok yayın veren sektör tıp bilimidir. Dünya bilimine katkısı açısından da bu alan, tüm makaleler arasında en yüksek payı almış durumda ve oranı gittikçe artmaktadır. Bildiğiniz gibi, bir makalenin yayınlanması sadece içeriğe bağlı değildir. Bu durumda mutlaka uzman bir çeviri bürosunun işin içine girmesi gerekmektedir. Bu çeviri bürosunun çeviri kalitesinin yanı sıra, yurtdışında yayınlanacak veya resmi bir kuruma sunulacak evraklarda, metinlerin biçim, gramer, terimler, anlatım ve imlâ yönünden kontrol edilmesi ve düzeltilmesini yapabilecek düsturda olması gerekmektedir. Bir metnin içi ne kadar dolu olursa olsun, ne kadar çok bilgi barındırırsa barındırsın, içindekiler ne kadar dikkat çekici olursa olsun, ister kurumsal, isterse kişisel bir yazının önemi ve her şeyden önce kabul edilebilirliği; “hatasız, eksiksiz, uzman ve format olarak da uygun” olmasında yatar. Bu adımların birinin eksikliği kişiye itibar, imkân, süre ve maddi kayıp yaşatır.