50 dilde 600+ referansla hizmet verdiğimiz müşterilerimizin bize duyduğu güveni taçlandırdık.
UMS-6 Çevirmen ve MTC 112 standartlarına göre çalışan; Türkiye'nin çeviri ve lokalizasyon alanındaki öncü firması Dijital Tercüme, ISO 17100:2015, TS EN 15038; ISO 9001:2000; Google Yetkili Çeviri Bürosu ve OHSAS 18001 sertifikalarının sahibidir.
Dijital Tercüme Çeviribilim bölümünün hazırlamış olduğu "Almanca" hakkındaki filolojik bilgidir.
Cermen dillerinden olan Almanca, köken olarak Hint-Avrupa dil ailesine bağlıdır. Genel olarak bakıldığında Cermen dilleri zaten, Batı Avrupa'da konuşulan dillerin birçoğunu, örnek vermek gerekirse Almanca, Felemenkçe, İngilizce vb dillerinin, bunun yanında da, Batı Avrupa dışında; ABD, Güney Afrika, Asya (özellikle Hindistan), Avustralya, Yeni Zelanda dillerinin birçoğunu etkisi altına almıştır. Tüm dünyada yaklaşık toplam 550 milyon kişi Cermen dillerini konuşmaktadır, Almanca ise tek başına 120 milyon kişiyle bu listede başı çekmektedir. Almanca 38 ülkede, özellikle Almanya, İsviçre ve Avusturya'da konuşulmaktadır. Sadece ülkemizde bile yaklaşık 25-30 bin Alman ikamet etmektedir, bunun yanında Almanca birçok okulda (özellikle kolej ve Anadolu Liseleri'nde ana dil veya ikinci yabancı dil seviyesinde) öğretilmektedir. Almanca, resmi dil olarak Almanya'nın dışında pek çok ülkede de konuşulur. Almanya, Avusturya, İsviçre, Liechtenstein, Lüksemburg, Belçika ve İtalya'da resmi dildir. Dünyada konuşulan diller sıralamasında Almanca onuncu sırada yer almaktadır. Küçük bir nüfus olsa da tarihi ve dini önemi açısından Vatikan'da (İsviçreli muhafız kıtası) resmi dil olarak kullanılmakta olması sebebiyle en önemli dillerden biri sayılmaktadır.
Almanca, Avrupa Birliği'nin resmî dillerinden biridir, genel yapısı ve konuşulduğu ülkelerin ve kişilerin çokluğu nedeniyle açıkça en çok konuşulanıdır denilebilir, çünkü Almanya'nın yanı sıra Avusturya, Lihtenştayn, Lüksemburg, İsviçre'nin büyük bölümü, İtalya'nın Güney Tirol bölümü, Belçika'nın doğu kantonları, Polonya ve Romanya'nın kimi bölgeleri ve Fransa'nın Alsas-Loren bölgelerinde ve bu ülkelerin eski sömürgelerinde ve Rusya, Macaristan ve Slovenya gibi doğu bloku ülkelerinde de Almanca konuşan nüfusa rastlanmaktadır. Bunlara ek olarak Kuzey Amerika'nın (özellikle ABD), Latin Amerika'da Arjantin ve Brezilya'nın kimi bölgelerinde Almanca konuşulmaktadır.
Ülkemizde Almanca çok önem taşımaktadır, çünkü ticari açıdan Almanya Türkiye'nin en önemli ticaret ortağıdır; ekonomik faaliyetler açısından Türkiye'deki Alman kökenli veya Alman sermayeli şirket sayısı binden fazladır. Almanca bilen kişiler için iş olanakları bu sebeple gittikçe artış göstermektedir. Üniversitelerde de Almanca İşletme, Ekonomi, Enformatik vs gibi bölümler bu sebeple gençlere cazip gelmektedir. Turizm açısından bakıldığında ise her yıl 3 milyonu aşkın Alman turist Türkiye'yi ziyaret etmektedir. Bunun yanında internette Almanca İngilizceden sonra ikinci sırada yer almaktadır, dünya genelinde yer alan web sitelerinin yüzde sekizi Almancadır, ayrıca dünyada yayımlanan kitapların beşte biri Almanca olarak basılmaktadır.
Genel anlamda Almanca'nın tüm Cermen dillerinde (Bu diller genel manada bükümlü diller sayılırlar, sözcük çekimleri sözcüğün kendi içinde değişime uğrayarak çekilir. Örneğin Almanca içmek fiili olan trinken fiili, geçmiş zamanlarda "trinken-trank-getrunken" olarak çekilir. Genellikle cümle yapısı Özne + Yüklem + Tümleç şeklindedir. İngilizce, Almanca, Felemenkçe, Danca, İsveççe, Norveççe, İzlandaca dilleri Cermen dillerine mensuptur) olduğu gibi yazıldığı gibi okunmaktadır. Ayrıca Almanca'da genel olarak isimlerin baş harfleri de cins isim veya özel isim ayrımı yapmaksızın büyük yazılır.
Almanca’nın tarihini incelediğimizde johann Christoph Adelung'un yazdığı ilk sözlük önemli bir yer kaplar, Grimm'in yazdığı 1852 tarihli Almanca sözlüğü ise dilin en önemli ve kapsamlı ilk sözlüğü olarak yer alır. Duden'e ait "Alman Dilinin Yazım Sözlüğü" (1880) ise imla ve gramer açısından önemli bir temel olarak görülmektedir, hatta farklı filologlarca Almanca’da resmi imlanın temeli olarak ilan edilmiştir. Almanca bir kurallar dilidir. Hatta genel manada dünyadaki en katı kuralcı dillerinden biridir. Fakat buna rağmen dilin çok yaygın anlamda kullanılması sebebi ile birçok istisna barındırmaktadır. Dilin öğreniminde bütün kuralların yanı sıra bu istisnaları da ezberlemek lazımdır.
Almanca’nın, Türkiye haricinde yabancı dil olarak seçildiği ülkeler Hollanda, Skandinavya, Baltık devletleri, Slovenya, Hırvatistan, Polonya, Japonya, Bosna Hersek, romanik İsviçre, Sırbistan ve Montenegro, Macaristan, Makedonya ve Bulgaristan'dır. Bu ülkeler dışında resmi olarak Almanca konuşulan ülkeler arasında, standart Almanca de bir takım farklılıklar gösterir. Bunları dilimizdeki lehçelerle karıştırmamak gerekmektedir, çünkü bölgelere göre konuşulan ve yazılan Almancalar sadece telaffuz açısından değil, imla ve gramer açısından de epey farklıdırlar. Örneğin Avusturya Almancası'nda yazılan bir hukuk metnini standart Almanca bilen birinin çözebilmesi çok zordur. Çünkü standart Almanca'nın bölgesel türleri belli bir dereceye kadar yerel lehçelerden etkilenseler de, çok farklıdırlar. Bunun yanında İsviçre'de kullanılan bir İsviçre standart Almancası da vardır, bu yüzden Almanca'nın üç adet resmi şekli olduğu söylenebilir, tabii ki bunların başlıca olanı Almanya'da kullanılanıdır.
Almanca’nın alfabesini incelediğimizde standart Latin alfabesinin yanında scharfes "s" dediğimiz ve Umlaut "a" dediğimiz iki değişik harf mevcuttur, fakat bunlar günümüz klavyesi ile ss ve ae olarak yazılırlar.
Almanca'da Maskulinum, Femininum ve Neutrum olmak üzere üç cins vardır, genel olarak bir ismin cinsi temelde gerçek cinsiyetine değil, sözcüğün biçimine bağlıdır. Bunları belirten Artikeller için genel kurallar mevcutsa da (sonu "ung" ile biten kelimelerin Die yani Femininum artikeli almaları veya "er" ile biten kelimelerin Der Artikeli, veya -chen ile biten kelimelerin Neutrum artikeli olan Das aslmaları gibi) genelde hepsini ezberlemek gerekir.
Ülkemizde akademik olarak Almanca eğitimi, Alman dili ve edebiyatı veya Germanistik bölümlerindeki eğitimle sağlanır. Germanistik, Alman dilinin, kültürünün, tarihinin ve o ülkenin kökeninin, uluslaşma bilincinin bilimsel alanda incelendiği akademik bir bilim dalıdır. Bu bilim dalı; günümüz Almanya'sını, Avrupa'da Almanca konuşan ülkeleri ve günümüz Avrupa düşünce sisteminin tarihsel, düşünsel-tarihsel ve kültürel fenomenler yolu ile araştırmayı ve anlamayı amaç edinmiştir.
Germanistik, Batı Edebiyatı'nın dayandığı düşünceleri, sosyal ve tarihi temelleri, yazarları, şairleri ve eserlerini tanımayı, Alman Edebiyatı'nın tarihini, Batı Kültürü'nün ve Edebiyat'ının özelliklerini derinlemesine incelemsini yapar. Alman Kültürü ve Edebiyatı, günümüz Avrupa Kültürü ve Edebiyatı'nın temelini oluşturmaktadır.
Germanistik kelimesi, Almanca "Germane" kelimesinden gelmektedir ve "Cermenlik, Cermencilik, Cermen Dilleri Bilimi" veya dar anlamda "Alman dili ve edebiyatı" anlamını taşımaktadır. Bugün Avrupa'daki hemen hemen bütün kültürlerin ve toplumların oluşmasında ana karekteri oynamaktadır. Bu nedenle; bu bilim dalı ile çalışmak, Avrupa Düşünce Tarihi'ni en iyi anlama ve onun bilincine ulaşmadaki en iyi yollardan bir tanesidir.
Türkiye'de Alman dili ve edebiyatı, yabancı dilde filoloji okumak isteyen öğrencilerin en cok tercih ettiği bölümlerden birisidir. Alman dili ve edebiyatı olarak Türkiye'nin hemen hemen bütün üniversitelerinde mevcut olan bu bölümden mezun olan öğrenciler, "filolog" (Germanist) ünvanını alırlar.
Pedagojik formasyon alarak, Almanca öğretmenliği yapabilmektedirler. Almanca üzerinde büyük hakimiyetleri olmasından dolayı, Cermen dilleri grubunda olan İngilizce, Felemenkçe, Danca, İsveççe, Norveççe, İzlandaca gibi dilleri çok kolay öğrenebilmektedirler.
Almanca, Avrupa Birliği'nin resmi dili olmasının yanı sıra Almanya'nın, İsviçre'nin, Avusturya'nın Lüksemburg'un, Lihtenştayn'ın, Belçika'nın ve Güney Afrika'nın resmi dilidir. Polonya'nın ve Fransa'nın, Almanya'ya bakan topraklarında ve İtalya'daki özerk Tirol bölgesi dahil olmak üzere yaklaşık 130. 000. 000 (yüz otuz milyon) kişi Almanca konuşmaktadır.
Hem Avrupa için, hem de Alman-Türk ilişkilerinin sağlam olmasından dolayı Alman dili, Türkiye'de büyük önem taşımaktadır.