50 dilde 600+ referansla hizmet verdiğimiz müşterilerimizin bize duyduğu güveni taçlandırdık.
UMS-6 Çevirmen ve MTC 112 standartlarına göre çalışan; Türkiye'nin çeviri ve lokalizasyon alanındaki öncü firması Dijital Tercüme, ISO 17100:2015, TS EN 15038; ISO 9001:2000; Google Yetkili Çeviri Bürosu ve OHSAS 18001 sertifikalarının sahibidir.
Dijital Tercüme Çeviribilim bölümünün hazırlamış olduğu “Polonyaca/Lehçe” hakkındaki filolojik bilgidir.
Türkçemiz'de Polonya'ca veya Polonca olarak da anılan bu dil, Polonya'nın yazılı ve sözlü resmi dilidir. Bunun yanında Avrupa Birliği'nin de resmi dillerinden biridir. Dünya üzerinden konuşulan diller sıralamasına göre yirmi beşinci sırada olup, dilin gramer, imla ve güncel konuşmadaki durumu Polonya Dil Konseyi'nin sorumluluğu altındadır. Polonyalılar bütün Slav toplumu içinde Ruslardan sonra ikinci büyük topluluğu teşkil ederler. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki yerleşik göçmenlerle birlikte yaklaşık 50 milyon civarında bir nüfusa sahiptirler. Nüfusu 37 milyon olan Polonya'dan sonra Polonyalıların en fazla yaşadıkları ikinci ülke 8, 9 milyon nüfus ile ABD'dir.
Köken olarak Hint-Avrupa dil ailesinin Baltık Slav dillerine mensup olan Lehçe, Batı-Slav dilleri arasında sayılabilir. 2010 yılı verilerine göre 50 milyon kişi tarafından anadil veya yardımcı dil olarak konuşulmaktadır. Bu 50 milyon kişinin 37 milyonu Polonya'da ikamet etmektedir. Resmi adı Polonya Cumhuriyeti olan Polonya, batıda Almanya, güneybatıda Çek Cumhuriyeti, güneyde Slovakya, kuzeydoğuda Rusya Federasyonu ve Litvanya, doğuda Belarus, güneydoğuda Ukrayna ve kuzeyde Baltık Denizi ile komşudur, haliyle tarih boyunca bu dillerden etkilenmiştir. Zaten gerek gramer, gerekse imla olarak büyük benzerlik göstermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti ile Polonya Cumhuriyeti arasında tarih boyunca süregelmiş köklü ilişkiler görülmüştür. 14. Yüzyılın ortalarına kadar coğrafi anlamda yolları kesişmediği için çok fazla ticari, hukuki veya resmi ilişki olmasa da Lehistan ve Litvanya devletlerinin birleşmesi ile bu devletin, Avrupa'nın en büyük ve en güçlü devletlerinden biri olmasından sonra ilişkiler gittikçe yoğunlaşan bir biçimde artmıştır, Osmanlı Devleti ile Lehistan-Litvanya Krallığı komşu haline gelmiştir. Özellikle Kosova Savaşı sırasında ilişkiler artmıştır. Bundan sonra uzun yüzyıllar boyunca ilişkiler askıya alınmış olsa da18. yüzyıldan itibaren tekrar hızlanmaya başlar. 1775 yılında Polonya Devleti'nin işgalinden sonra Osmanlı İmparatorluğu, Polonyalı siyasi göçmenlerin sığınağı haline getirmiştir. Polonya ve Macaristan'daki ayaklanmalardan (1831-1863) ve Kırım Harbi'nden (1856) kaçan subay, asker, yazar ve prensler, Osmanlı himayesi altında yaşamak için bugünkü Polonezköy'e gelmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu 1856 yılında Kırım Savaşı'na girerken Polonya'dan kaçan asker ve siviller toparlayıp Osmanlıyla birlikte savaşa katılmışlardır. Savaş sonrasında Sultan Abdülmecit şimdiki Polonezköy'ün bulunduğu topraklara yerleşim izni vermiştir. Kendi aralarında Lehçe konuşmaları sebebi ile dillerini de güvence altında tutmuşlardır, ayrıca çok sayıda Polonyalı diplomat, bakan ve ordu mensupları Türkiye ziyaretlerinde Polonezköy'e mutlaka uğramaktadırlar. Polonezköy, 165 yılı aşkın bir süredir Polonya kültürünü bu bölgede yaşatmaktadır.
2. Dünya savaşından sonra da artan globalleşen dünya ile birlikte Polonya ile ticari ilişkiler de (özellikle tekstil ve hazır giyim alanında) artmıştır. Polonya 2004 yılı Mayıs ayında Avrupa Birliği'ne (AB) üye olmuştur. 2004 yılında Polonya'nın Avrupa Birliği ülkelerine olan ihracatında yaşanan artış ülkenin büyümesine katkıda bulunmuştur. Polonya-Türkiye Ticaret Odası'nın katkıları ile de Türkiye'nin önde gelen hazır giyim markaları Polonya'ya ihracat yapmaya başlamışlar, bu da özellikle ticari konularda Lehçe ve Türkçe dillerini aynı anda etkin olarak konuşabilen kişilere olan ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. Bu yüzden ülkemizde Polonya'ca öğrenme isteği artmıştır. Bu eğitimi isterlerse yerinde yani Polonya'da almalarında da bir engel yoktur. Yüksek öğrenim görmüş ve yüksek lisans derecesi almış her Türk vatandaşı, Polonya Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı'nın bilim araştırmaları bursu için başvuruda bulunabilir. Polonya'da bilimsel staj görmek isteyenlere yönelik bir sınav vardır. Temel şartlardan bir tanesi, adayın herhangi bir yabancı dili (özellikle İngilizce'yi) iyi derecede bilmesidir. (Adayın Lehçe biliyor oluşu da tercih nedeni olabilir, ancak şart değildir). Ayrıca önce gelen Polonya Üniversiteleri'nin birçoğu değişiklik gösteren sürelerde yurtdışından gelenler için Lehçe kursu düzenlemektedirler. Bazı Polonya üniversitelerinde, yabancılar için özel olarak uygulanan programlarda ise kişinin üniversiteye kabulü için Lehçe bilme şartı aranmaktadır.
Türkiye'de Lehçe öğrenmek isteyenler Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Leh Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı veya İstanbul Üniversitesi Leh Dili ve Edebiyatı bölümlerinde lisans eğitimi alabilirler. Leh Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencileri ve bu bölümün bilim adamı kadrosu da, Polonya'da yaz aylarında, tatil döneminde düzenlenen bir ya da iki aylık dil kursları için burs başvurusunda bulunabilirler. Leh dili ve edebiyatı programında Leh dili ve bu dille yazılmış edebiyat ürünlerinin özellikleri konusunda eğitim yapılmaktadır. Leh dili ve edebiyatı programında Leh dilinin yapısı, gramer özellikleri, kelimelerin kökeni ve diğer dillerle ilişkileri ile Leh edebiyatı ürünlerinin üslup ve tema özellikleri konusunda ders verilir. Leh dili ve edebiyatı programından mezun olanlara "Filolog" unvanı verilmektedir. Ancak mezunlar mütercim/tercüman olarak görev yapabilirler, Polonya elçiliğinde, Polonya ile ticari ve kültürel ilişki içinde olan kuruluşlarda görev alabilirler. Erasmus kapsamında Polonya, Almanya'nın ardından Türk öğrenciler tarafından en çok seçilen ikinci ülke seçilmiştir; 2008-2009 akademik yılında (Türkiye'deki istatistiki verilere göre) 757 Türk öğrenci Polonya'ya gönderilmiştir. Ayrıca Türkiye Polonyalılar tarafından tatil için en çok tercih edilen ülke seçilmiştir. Bu da turizm açısından Leh dilinin önemini bir kez daha vurgulamaktadır.