50 dilde 600+ referansla hizmet verdiğimiz müşterilerimizin bize duyduğu güveni taçlandırdık.
UMS-6 Çevirmen ve MTC 112 standartlarına göre çalışan; Türkiye'nin çeviri ve lokalizasyon alanındaki öncü firması Dijital Tercüme, ISO 17100:2015, TS EN 15038; ISO 9001:2000; Google Yetkili Çeviri Bürosu ve OHSAS 18001 sertifikalarının sahibidir.
Dijital Tercüme Çeviribilim bölümünün hazırlamış olduğu “Türkçe” hakkındaki filolojik bilgidir.
Türkçe ya da diğer adı ile Türkiye Türkçesi, Türkiye, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs'ın resmi dilidir, bölgesel olarak da Kosova, Makedonya, Romanya, Irak'ın resmi dillerinden biridir. Dünya üzerinde 85 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır, 65 milyon kişinin ise anadilidir. Bulgaristan, Irak, İran, KKTC, Kosova, Lübnan, Macaristan, Makedonya, Romanya, Suriye, Türkiye, Ürdün, Yunanistan, ABD, Almanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Fransa, Hollanda, İsveç, İsviçre, Kanada, Lihtenştayn, Norveç, Ahıska Türklerinin yaşadığı ülkeler (Özbekistan, Kazakistan v. d.) ve Suudi Arabistan ülkelerinde konuşanları mevcuttur.
Moğolca, Mançu-Tunguzca, Korece (bazı filologlara göre Japonca) ve diğer Türk dilleri ile birlikte Ural-Altay dillerinin Altay Dil Ailesi'ne mensuptur. Alt grup olarak Oğuz öbeğinde bulunur. Türkçe’de Latin alfabesi kullanılır ve dünyada en fazla konuşulan 15. dildir. Türkçe'nin güncel yapısı ve dildeki değişiklikler daha önce bağımsız, 1983 yılından beridir de devlete bağlı olarak görev alan resmi bir kurum olan Türk Dil Kurumu tarafından denetlenmekte ve düzenlenmektedir. Türkçe, barındığı coğrafyanın çok geniş olması sebebi ile birçok değişik lehçe ve şivelere sahiptir. Yazım dili olarak "İstanbul Lehçesi" temel alınır. Türkiye içinde Rumeli Bölgesi, Karadeniz Bölgesi, Güneydoğu Bölgesi ve de Ege Bölgesi'nde ağız farklılıklarına sıkça rastlanmaktadır. Türkiye dışında ise Azeri Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Gagavuz Lehçeleri ve İran'da kullanılan Horasan Lehçesi, Kıbrıs Lehçesi gibi kullanıldığı bölgeye göre değişiklik gösteren diyalektlere sahiptir.
Türkçe’nin özelliklerine bakacak olursak, diğer Altay dilleri gibi eklemeli, kelimelerin eklerle türetildiği ve çekildiği, sondan eklemeli bir dil olduğunu; Türkçe kelimelerde erillik, dişillik (yani cinsiyet ayrımı) özelliğinin olmadığını; Türkçe'de basit bir kökten veya iki sözcüğün birleşmesi ile çok sayıda sözcük türetmenin mümkün olduğunu; bir sözcük köküne ekler ekleyerek, tek sözcüklü tümce oluşturulabilindiğini; büyük ünlü uyumu ve küçük ünlü uyumu olarak bilinen iki ünlü uyumu olduğunu; Türkçe'nin deyimler ve atasözleri açısından zengin bir dil olduğunu; 8 adet ünlü, 21 adet ünsüz harfin olduğunu; Türkçe'de sayı sıfatlarından sonra gelen adların çoğul eki almadığını ve önlük-artlık (kalınlık-incelik) ve düzlük-yuvarlaklık uyumları olduğunu görebiliriz.
Türkçe'nin gelişimine baktığımızda ilk önce Göktürk alfabesi kullandıkları görülmektedir, bu dönemde kullanılan Türkçe öz Türkçe'dir ve günümüzde okunduğunda hemen hemen anlaşılır kelimeler ve yapı barındırır. Daha sonra Uygur alfabesine geçiş olsa da fonetik ve vokabüler olarak öz Türkçe'den fazla uzaklaşılmamıştır. 9. yüzyıldan itibaren ise Arap alfabesi kullanılmaya başlanmış ve dilde Farsça ve Arapça'nın büyük etkileri görülmeye başlamıştır. 13. Yüzyıla gelindiğinde, bu Arap abecesi kullanılarak oluşmuş dili Türk boyları tarafından kullanılan ortak bir iletişim aracı olarak kullanılmıştır. 14. yüzyıldan itibaren ise Türkçe'nin bu hali üzerine düzenlemeler ve eklemeler yapılarak Osmanlıca ismi altında Arapça ve Farsça'nın daha baskın biçimde görüldüğü ve halkın konuştuğu öz Türkçe'den oldukça ağır ve ağdalı bir dil oluşmuştur. 18. yüzyıldan sonra dilde Fransızca'nın etkileri de yoğun biçimde hissedilmeye başlamıştır. Cumhuriyet'in kuruluşundan 4 ve 9 yıl sonra yapılan iki harf devriminden sonra Latin alfabesi kullanılmaya başlanmış ve dilde çok büyük sadeleştirilmelere gidilmiştir.
Türkler tarih boyunca dünyanın birçok çeşitli bölgelerinde yaşamışlar ve çeşitli kültürlerle kaynaşmaları sebebi ile dilde çok fazla yabancı "sözcük alışverişleri" olmuştur. Bu da dilde kelime açısından büyük zenginleşmeye neden olmuştur. Büyük Türkçe Sözlük'te atasözü, deyim, terim ve isim olmak üzere yaklaşık 650 bin söz mevcuttur. Bunların %14 kadarı yabancı dilden Türkçe'ye geçmiş sözcüklerdir, Türkçe'den diğer dillere geçen sözcük sayısı ise azımsanamayacak kadar çoktur. İstatistiksel olarak Sırpça dilinde 8995, Bulgarca dilinde 3490, Yunanca dilinde 2984, Farsça dilinde 2969, Arnavutça dilinde 2622, Rumence dilinde 2780, Rusça dilinde 2476, Arapça dilinde 1990, Macarca dilinde 1982, Ukraynaca dilinde 800, İngilizce dilinde 470 adet Türkçe'den türemiş sözcük bulunmaktadır. Çince 289, Çekçe 248, Urduca 227, Almanca 166, İtalyanca 146 ve Fince 115 tane Türkçe sözcük barındırmaktadır.
Ülkemizde Türkçe’nin tarihsel gelişimini, gramer yapısını, kurallarını, diğer dillerle olan bağlantısını, Türk edebiyatının tarihi ve bugünkü durumunu öğrenmek için fakültelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde lisans eğitimi alınabilir. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunları, Türkolog unvanı alırlar, bu unvan ile kütüphanelerde, arşivlerde, Kültür Bakanlığı'nda, TRT kurulunda görev alabilirler. Editörlük, öğretmenlik veya yükseköğretim kurumlarında okutman olarak çalışabilirler. Ülkemizde yaklaşık 50 adet Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mevcuttur, Boğaziçi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerini barındıran üniversitelerden birkaçıdır.